
Koronavirüs, koronavirüs, koronavirüs…
Geçtiğimiz bir yıl boyunca hayatımızın en ortasında yer alan bir kavram haline geldi. Başta günlük konuşmalarımız olmak üzere her ortamda karşımıza çıkmakta. İlk başta yarattığı sağlık sorunları ve korku daha sonrasında ise ortaya çıkardığı eşitsizlikleri konuşur olduk.
Ama hayat devam ediyor. Bazılarımız çalışmak zorunda, bazılarımızın ise alınan tedbirler dolayısıyla iş alanları kapalı. Fırsat eşitsizliği, çalışma hayatında da eğitimde de pek çok insanın kanayan yarası.
Salgının ilk başladığı dönemlerde, virüs haritaları yıllık gelir oranları düşük olan yerlerde daha kırmızı olmaya başladı. Şimdilerde, salgının iyice yayıldığı zamanlarda ise, maddi gelir farkı haritalarda o derecede dikkat çekmiyor. Virüse karşı alınan önlemlerin etkileri, başta eğitim ve ekonomi alanları olmak üzere ortaya çıkan fırsat eşitsizliğine ilişkin sosyal medya ve basında haber olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu durumunun kaynağının virüs olmadığını düşünüyorum. Bana göre virüs sadece toplumda var olan eşitsizliklerin üzerinde bulunan perdeyi aralamıştır. Tüm dünyada yaşanan bu eşitsizlikler zaten halihazırda var olan büyük sorunlar. Virüs Çin’de bir laboratuvarda ortaya çıkmış olsun ya da olmasın şu kesin ki insanlığın ürünü olan şey eşitsizlikler ve adaletsizliklerdir. Yarattığımız eşitsizlikleri kabullenemezken virüsün bir insan ürünü olduğuna körü körüne inanmak ironik..
Geçtiğimiz günlerde, DW(Deutsche Welle) tarafında çekilen New York şehrinin uç kutuplarının virüsten ne denli etkilendiğini gösteren bir belgesel izledim. Bu içerik, New York şehrinin en zengin ve en fakir insanları arasındaki uçurumun salgın döneminde daha da derinleştiğini konu alıyor. New York coğrafi olarak bizden uzak olsa da yaşanılan sorunlar benzerlik gösteriyor. İzlerken dikkatimi çeken şey birbirinden oldukça farklı iki kesimin sahip oldukları sorunların korkutucu derecede ayrık olması. Belgeselde, 2 çocuk annesi bekar siyahi bir kadın ve şehrin en ayrıcalıklı kesiminden iki kız çocuklu beyaz bir ailenin farklı yaşantılarına değiniliyor. Siyahi anne, salgın döneminde işten atıldığı için hiçbir gelir kaynağına sahip değil bu yüzden de çocuklarını diğer aile fertlerinin yanında kalması için başka şehirlere göndermek zorunda olması ve çocuklarını birkaç ayı aşkın süre görmeden hayatta kalma çabasını izliyoruz. Aynı zamanda da diğer ailenin New York’un en lüks bölgelerinden kabul edilen Southampton’daki yazlık evlerinde zaman geçirdikleri ve yaşadıkları sorunlar yer alıyor. İlk ailenin yaşantısını gördükten sonra bu ailenin ne gibi sorunları olabilir ki diye düşünüyor olabilirsiniz. Ama aile içi dinamikleri, kız kardeşlerin (biri 26, biri 28) çocuk gibi sürekli olarak kıyafetler ve çekildikleri fotoğraflar üzerine kavga ediyor ve bu sırada da diğer ailenin yemek yiyecek para bulmakta zorlanıyor olması bir şekilde aileler arası kontrast oluşturulmuş, salgının her iki kesimi nasıl etkilediği iyice gözler önüne serilmiş oluyor.
Şu an tüm dünya’da eğitim alanında yaşanan eşitsizlikler yine virüs etkisiyle derinleşti. Yüz yüze eğitime ara verilip online platformlarda devam ettirilen eğitim, salgın döneminde, bazı öğrenciler için eğitime hepten bir ara demek. UNICEF’in verilerine göre, bir milyardan fazla öğrenci, okulların kapatılması ile birlikte eğitimden geride kalma riskiyle karşı karşıya.
Özellikle de gelişmekte olan ve gelişmemiş ülkelerde nükseden eğitime ulaşmada yaşanan güçlüğün olumsuz sonuçları gelecekte ortaya çıkacak. Bu kadar öğrencinin yetgin olarak erişemediği eğitim, yalnızca o öğrencilerin geleceğini değil, bizim de geleceğimizi tehlikeye sokuyor. Macron gibi birçok devlet lideri, Kovid-19’u bir savaş olarak nitelendirirken eğitim alanında verilen savaşında göz ardı edilmemesi gerekir. Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı zamanında Maarif Konferansının devam etmesi gerektiğini belirttiği; “Silahıyla olduğu gibi, dimağıyla da mücadele etmek zorunda olan milletimizin, birincisinde gösterdiği kudreti ikincisinde de göstereceğine asla şüphem yoktur.” şeklindeki sözleri günümüzde de geçerliliğini devam ettirmekte.
DİLAY KALINOĞLU
19 OCAK 2021
BALIKESİR HABERCİ GAZETESİ
KAYNAK: https://www.habercigazetesi.net/sorunun-kaynagi-insanlar-mi-virus-mu/